drive through - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

drive through

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"drive through" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
General
drive through i. arabaya servis
drive through i. araçlara yol üstü verilen yemek servisi
Phrasals
drive through f. arabayla bir yerden geçmek
drive through f. (bir yerden) arabayla geçmek

"drive through" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

İngilizce Türkçe
General
drive-through window i. arabaya servis penceresi
drive-through i. arabaya servis penceresi
drive-through delivery i. sonrasında annenin hastanede çok kısa süre kaldığı doğum
drive-through s. arabaya servis veren
drive-through s. arabadan inmeden hizmet alınabilen
drive-through s. insanların motorlu araç sürerken izleyebileceği şekilde tasarlanmış
Idioms
could drive a truck through (something) [us] f. (argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak
could drive a truck through (something) [us] f. (argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak
could drive a truck through (something) [us] f. (argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak
can drive a truck through (something) [us] f. (argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak
can drive a truck through (something) [us] f. (argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak
can drive a truck through (something) [us] f. (argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak
drive a coach and horses through something f. açık noktalarını bulup göstermek
drive a coach and horses through f. bir düşünceyi çürütmek
drive a coach and horses through f. bir kuralı bozmak
drive a coach and four horses through f. bildiğini okumak
drive a coach and horses through f. içine etmek
drive a coach and four horses through f. kuralları hiçe saymak
drive a coach and horses through something f. zayıf noktalarını bulup göstermek
drive a coach and horses through f. zayıf noktalarını göstererek gözden düşürmek
could drive a truck through (something) f. (bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek
could drive a truck through (something) f. eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek
could drive a truck through (something) f. yanlışlıklarını ortaya serebilmek
can drive a truck through something f. (bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek
can drive a truck through something f. eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek
can drive a truck through something f. yanlışlıklarını ortaya serebilmek
could drive a truck through (something) [us] f. kusurları açıkça/apaçık ortada olmak
could drive a truck through (something) [us] f. kabak gibi ortada olmak/görünmek
could drive a truck through (something) [us] f. kusurlarını/yanlışlarını ortaya dökmek
could drive a truck through (something) [us] f. kusurlarını/yanlışlarını gözler önüne sermek
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) çok büyük açıkları/zayıf yönleri olması
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıflıklarının apaçık ortada olması
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıf yönlerinin kabak gibi ortada olması
Trade/Economic
drive-through i. arabaya servis
Automotive
drive-through i. arabaya servis
drive through penalty i. pitten geçme cezası