|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
drive-through window i.
|
arabaya servis penceresi |
|
2 |
Genel |
drive-through i.
|
arabaya servis penceresi |
|
3 |
Genel |
drive-through delivery i.
|
sonrasında annenin hastanede çok kısa süre kaldığı doğum |
|
4 |
Genel |
drive-through s.
|
arabaya servis veren |
|
5 |
Genel |
drive-through s.
|
arabadan inmeden hizmet alınabilen |
|
6 |
Genel |
drive-through s.
|
insanların motorlu araç sürerken izleyebileceği şekilde tasarlanmış |
|
Idioms |
|
7 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak |
|
8 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak |
|
9 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak |
|
10 |
Deyim |
can drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak |
|
11 |
Deyim |
can drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak |
|
12 |
Deyim |
can drive a truck through (something) [us] f.
|
(argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak |
|
13 |
Deyim |
drive a coach and horses through something f.
|
açık noktalarını bulup göstermek |
|
14 |
Deyim |
drive a coach and horses through f.
|
bir düşünceyi çürütmek |
|
15 |
Deyim |
drive a coach and horses through f.
|
bir kuralı bozmak |
|
16 |
Deyim |
drive a coach and four horses through f.
|
bildiğini okumak |
|
|
17 |
Deyim |
drive a coach and horses through f.
|
içine etmek |
|
18 |
Deyim |
drive a coach and four horses through f.
|
kuralları hiçe saymak |
|
19 |
Deyim |
drive a coach and horses through something f.
|
zayıf noktalarını bulup göstermek |
|
20 |
Deyim |
drive a coach and horses through f.
|
zayıf noktalarını göstererek gözden düşürmek |
|
21 |
Deyim |
could drive a truck through (something) f.
|
(bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek |
|
22 |
Deyim |
could drive a truck through (something) f.
|
eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek |
|
23 |
Deyim |
could drive a truck through (something) f.
|
yanlışlıklarını ortaya serebilmek |
|
24 |
Deyim |
can drive a truck through something f.
|
(bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek |
|
25 |
Deyim |
can drive a truck through something f.
|
eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek |
|
26 |
Deyim |
can drive a truck through something f.
|
yanlışlıklarını ortaya serebilmek |
|
27 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
kusurları açıkça/apaçık ortada olmak |
|
28 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
kabak gibi ortada olmak/görünmek |
|
29 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
kusurlarını/yanlışlarını ortaya dökmek |
|
30 |
Deyim |
could drive a truck through (something) [us] f.
|
kusurlarını/yanlışlarını gözler önüne sermek |
|
31 |
Deyim |
can drive a truck through something expr.
|
(bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) çok büyük açıkları/zayıf yönleri olması |
|
32 |
Deyim |
can drive a truck through something expr.
|
(bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıflıklarının apaçık ortada olması |
|
33 |
Deyim |
can drive a truck through something expr.
|
(bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıf yönlerinin kabak gibi ortada olması |
|
Trade/Economic |
|
34 |
Ticaret/Ekonomi |
drive-through i.
|
arabaya servis |
|
Automotive |
|
35 |
Otomotiv |
drive-through i.
|
arabaya servis |
|
36 |
Otomotiv |
drive through penalty i.
|
pitten geçme cezası |
|
|